Önceden Kıbrıs dendiğinde akla ilk olarak casinolar, ada turizmi, ters akan trafik, şeftali kebabı, karpaz ve Rauf Denktaş gelirdi. Ama artık Kıbrıs dendiğinde bahis cenneti ve kara paranın aklandığı bir ülke geliyor. Hem de öyle böyle paralar değil bazı ülkelerin dış borcu kadar paralar. Ama şuan en büyük tehlike ise anne ve babaların okumaları ve eğitim almaları için yolladıkları çocuklarının ülkede bahis sektörüne bulaşmaları. Çünkü öğrenciler şuan başta yasadışı bahis şirketlerin önerdiği 'hesap kartlarınızı getirin, 5 bin TL ve 10 bin TL parayı alın' tuzağına düşüyor.

Gençler kolay para kazanma tuzağına düşerken böylelikle hesaplarından nasıl para transferi trafiği yapıldığından habersizler. Çeşitli elektronik para uygulamaları ile paralar anında başta Malta, Ukrayna, Güney Kıbrıs gibi ülkelere aktarılıyor. Yani gençler hesaplarından nereye, nasıl paralar aktarılıyor bilmiyor. İlerde birçok gencin haklarında kara para aklama suçunun işlendiği için dava açılması bile söz konusu. Bu büyük tehlikenin ne gençler ne de aileler farkında değil. Başta bu suçu işleyenler büyük hapis cezaları alırken, devlet memuru olmalarının da önü kesiliyor. Kıbrıs'da sistem ufak paralar (FİNTECH) Finansal Teknoloji Şirketlerine neden caydırıcı cezalar kesilemiyor. Paranın nereye gittiği nasıl bir uygulama ile temizlendiği ve hiç bir vergi uygulamasına tabi tutulmadan aktarıldığı görünüyor. Şuan son veriler baz alındığında yasadışı bahis sektörüne 50 milyar dolar para ile devasa bir kaynak aktarımı yapılıyor. Paralar daha önce hesaplardan yüklü miktarlarda aktarılır iken göze batmaya devam edince ve bankaların takibine girince yöntemler farklı şekilde uygulanmaya konuluyor. Öğrencilerin hesaplarından küçük miktar paralar aktarılırken bu miktarlar yavaş yavaş artırılıyor.

Yapılması gerekenler ise en öncelikli olarak şöyle sıralanabilir; Daha ülkeye ayak basar basmaz öğrencilere uyarı broşürleri verilip bu tür olaylardan uzak durmaları bildirilmeli. Kamu spotları hazırlanmalı. Hem okullar hem bakanlıklar bu kamu spotlarında ünlü isimlere yer vererek dikkatler çekilebilir. Seminerler eşliğinde konunun ciddiyeti düzenli olarak anlatılmalı. Bankalar daha sık takip yapabilir, hesapları kontrol altında tutulabilir. Ve böylelikle öğrenciler ve gençler bu tuzaktan uzak tutulmuş olur.