Bugun...


Adalet Sara-Geçmişten Geleceğe Hikayeler

facebook-paylas
Elbet Vardır Bir Hayır
Tarih: 05-10-2023 17:00:00 Güncelleme: 12-10-2023 18:50:00


Bir zamanlar Afrika'nın bir ülkesinde ava meraklı bir kral yaşardı. Kralın yönetiminin işlerini yürüten on veziri ve bunların Başkan Reis-i Vezir olmak üzere onbir veziri varmış. Tüm işlerinde ,hükümlerinde ve kararlarında muhakkak her yönden bilgili ve donanımlı olan vezirlerin Reisi ile istişarede bulunurmuş. Olumlu veya olumsuz bazı durumlarda ( Olabilir ki bir şey sizin hoşunuza gitmez de Allah onda bir çok hayır takdir etmiş bulunur) diye Kur'an'dan Nisa Suresi/19.ayeti okuyarak (Padişahım vardır elbet bir hayır) dermiş. 

Bir çok olayda hep böyle dermiş. Kral bu söyleme alıştığı için ( Dediğin gibi vardır İnşallah bir hayır ) der gülermiş. 

Bir gün Kral tam tahtına oturacakken tahtının ayağı kırılır. Vezir düşmek üzere olan Kralın elini tutarak yine aynı söylemde bulununca Kral tüm öfkesi ile karşılık verecekken ,telaşlan hizmetçiler hemen koşup devrilen tahtı kaldırdıklarında altında büyükçe iri bir yılanın çöreklenmiş olduğunu görürler. Bu olaydan sonra Kral Reis-i Vezirine söylenmez olmuş. 

Kral fırsat buldukça arkadaşları vezirleri ve çok sevdiği hem de en yakın dostu vezirlerin Reisi ile değişik avlanma mahallerine giderdi. Yine bir gün ava giderler,Kral avladığı hayvanı tam kesecekken hayvan kaçınc,onu yakalama telaşı ile yanlışlıkla elindeki bıçakla baş parmağını kesti. Elinden oluk oluk kan akarken Vezir yine her zaman ki sakinliğiyle Ayeti okuyarak ( Padişahım parmağınızın kopmasına elbet vardır bir hayır ) diye söyleyince Kral can havliyle ve tüm kızgınlığı  ile ( Görmüyormusun parmağım koptu. Bunun neresinde hayır var ?) diyerek askerlere Veziri tutuklayıp hemen zindana atmalarını emrederek Vezire ( Senin deyiminle seninde Vezirlikten alınmana ve zindana atılmanda da elbet vardır bir hayır) diyerek öfkesini kusar. Askerler Veziri hemen tutuklayıp,Vezirlik kaftanını soydurup zindana götürürler. 

Kral uzun müddet parmağının kopmasından dolayı tedavi olur. Yeni bir Reis-i Veziri tayin eder. Öfke ve kızgınlığından zindana ki veziri bir gün bile sormaz ve affetmez. Aradan geçen bir yıldan sonra morali düzelen ve parmağının yokluğuna alışan Kral yine ava gideceklerini duyurur. Yapılan hazırlıktan sonra yeni Vezirin idaresi ve tavsiyesi ile daha önce hiç  gitmedikleri bir bölgeye ava giderler. Gittikleri bölgenin dağ ardında ki insan yiyen yamyam kabilesi etraflarını sararak Kral ile beraber hepsini esir alırlar. Kral ve avenesi ava giderken avlanmışlardı. Yamyam kabilesi avlarından dolayı geceyi eğlence ile geçirip,sabahın aydınlığı ile kazanlar kurup ateşler yakarak tek tek getirip elbiselerini soyup tüm vucutlarını kontrol ettikten sonra başlarını yıkayıp kazana atmaya başladılar. Sıra Krala gelince onunda elbiseerini soyarak tüm vücudunu kontrol ettikten sonra elbisesini giydirip,atına bindirip serbest olduğunu işaret ettiler. 

Kral hem şaşkın hem sevinçli hem de korku içinde ( Neden sadece beni serbest bıraktılar) diye hayret ve değişik varsayımlarla yol alıp beldesine ulaşınca hemen alim zatları toplayıp başlarından geçenleri anlattı. Ve neden sadece kendisini serbest bıraktıklarını sordu. ( Padişahım o yamyam kabilesi asla hasta ve herhangi bir uzvu eksik veya yaralı hiç kimsenin etini yemezler. Sizinde parmağınız kopuk olduğu için size dokunmamışlar) diye açıklamada bulununca bir anda derin bir üzüntüye kapılıp bir yıldan beri zindana attırdığı Baş Vezirinin yanına koştı . ( Beni affet. Hakkını helal et. Bir yıldan beri seni boşu boşuna sırf kızgınlığımdan dolayı zindana attırdım. Ne aradım ne de sordum. Sen  ne kadar haklıymışsın. Senin dediğin gibi parmağımın kopmasında varmış bir hayır diyerek tüm olanları anlatınca. Vezir ( Padişahım üzülmeyiniz. Benimde zindanda oluşumda elbette vardır bir hayır) diye söyleyince. Kral şaşkınlıkla (Benim parmağımın kopmasında ki hayrı anladımda senin zindanda bir yıl kalmanda ki hayrı anlamadım) diye sorunca. 

Vezir gülümseyerel (Padişahım eğer zindanda olmasaydım,av günü bende sizinle olacaktım ve Allah rahmet etsin diğer arkadaşlar gibi bende kaynar kazana atılıp yamyamlara aş olacaktım) cevabı ile Kral tekrar özrünü bildirip ve Allah'a hamd ederek,ağlayarak sarılıp beraberce zindandan çıkarak saraya giderler. Yeniden Vezirlik kaftanını giydirip baş Vezirlik vazifesini verir. O günden sonra dünya dillerinde ( Vardır elbet bunda da bir hayır) gönüllere teselli oldu. Bizlerde elimizden gelen gayreti gösterip Allah'a tevekkül ederek,olumlu veya olumsuz bir durumda ,aşırı kederlenip hayatımızı karartmayalım. Dünya imtihan yeridir. Bazen güldürür bazen ağlatır. Bazen acı yedirir bazen tatlı. Bazen koşturur bazen oturtur. Bazen sevdirir ,bazen nefret ettirir. Bazen çok istediğimiz şeyi vermez,bazen hiç istemediğimiz şeyi verir. Ve öyle şeyler yaşarız ki sonradan hayırmı şermi olduğunu anlarız. Bizlerde mutlu olmak istiyorsak ve hayatın her bir şeyinde güzellik arıyorsak Hz.Yusuf ve Vezir gibi zindana da atılsak bile ( Vardır Elbet Bunda da Bir Hayır) demeyi ilke edinelim. 

Allah'a Emanet Olunuz... 

 



Bu yazı 511349 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Türkiye'nin en iyi sesi kim ?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI